VM Medical Park Maltepe Hastanesi

DUMPİNG SENDORUMU NEDİR?

Dumping sendromu kısmi ya da tam gastrektomi sonrası kolayca ortaya çıkan bir durumdur. Dolayısıyla kısmi gastrektomi içeren bazı bariatrik operasyonlar sonrasında sık görülen bir komplikasyondur. Bu durumun görülme sıklığı ameliyattan 12-18 ay sonrasında azalmaktadır. Bu süre barsak adaptasyonu ve hastanın beslenme eğitimine göre değişim göstermektedir. Besin alımıyla birlikte mide bir depo gibi davranarak sindirimi başlatır. Kontrollü bir şekilde içeriğini duedonuma bırakır. Besinler bu geçişi yapmadan önce asit ve proteazlar yardımıyla kısmen sindirilir. Normal yapıdaki pilor duedonuma büyük parçaların geçmesini engellemektedir. Pilorun çıkarılması, by-pass olması veya pilora müdehale edilmesiyle gastrik boşalım bu durumdan etkilenir. Mide hacminin azalması ve pilor boşalımının değişmesi sonucu besin parçaları duedonuma ve ince barsağa hızlı bir geçiş yapar. Bu hızlı geçiş Dumping Sendromunun temelini oluşturur. Dumping sendromu yemek yedikten sonra geçen süreye bağlı olarak erken ve geç dumping olarak adlandırılır. Hastalarda daha sık erken dumping görülmekle birlikte nadir de olsa erken ve geç dumpingin birlikte görüldüğü durumlarda vardır. Erken Dumping Sendromunun Belirtileri: İshal Bulantı Kusma Abdominal kramplar Mide gurultusu Şişkinlik Çarpıntı Yorgunluk Baygınlık Zayıflık Uzanma isteği Baş ağrısı Terleme Ciltte kızarma Solgunluk Erken dumping belirtileri sıklıkla yemekten sonraki 5-30 dakika içinde, hasta henüz yemek masasından kalkmadan başlamaktadır. Geç Dumping Sendromu Belirtileri: Titreme Terleme Bilinç kaybı Konsantrasyon bozukluğu Açlık Geç dumping sendromu yemekten 1-3 saat sonra ortaya çıkmaktadır. Dumping Sendromu gelişmemesi için: Az ve eşit miktarda, sık öğün tüketilmelidir. Şekerli besinler ve içeceklerin tüketimi kısıtlanmalıdır: Özellikle kesme şeker, hazır meyve suları, reçeller, kekler, dondurmalar gibi rafine şeker içeren paketli ürünlerden uzak durulmalıdır. Kuru baklagiller, sebzeler, meyveler, tahıllar gibi kompleks karbonhidrat kaynakları seçilmelidir. Yemekle birlikte sıvı tüketimi sınırlandırılmalıdır: Yemekten 30 dakika önce ve sonra sıvı alınmalıdır. Besinlerin tamamı iyice çiğnenmeli ve yavaş yenilmelidir. Her öğünde protein kaynağı olmalıdır. Posa alımı artırılmalıdır: Doğal posa kaynaklarından kuru baklagillere, tahıllara, sebzeler ve meyvelere beslenmede yer verilmelidir. Düşük glisemik indeksli besinler seçilmelidir: Kuru fasulye, mercimek, nohut, soya fasulyesi, börülce, tam tahıllar, yoğurt, elma, armut, erik gibi düşük glisemik indeksli besinlere yer verilirken beyaz unlu besinler, pirinç, patates, beyaz ekmek, rafine şeker katkılı ürünler gibi yüksek glisemik indeksli besinler tercih edilmemelidir.