VM Medical Park Maltepe Hastanesi

Tatlı Krizleri İle Baş Edebilme Yolları

Zamansız tatlı krizleri zayıflama sürecinde baş edilmesi gereken en zor noktalardan biridir. Bazı zamanlarda canımız hiç tatlı istemez, günlerce tatlı yemeseniz aklımıza bile gelmezken; gün gelir art arda tatlı bir şeyler yeseniz dahi bu isteğin hiç son bulmadığını düşünürsünüz.

Peki ya sizi bu zorlu sürece düşüren etmenler neler?

Yemeğin hemen ardından canınız sürekli tatlı istiyor, tatlı yemediğiniz zaman kendinizi mutsuz ve doymuş hissetmiyorsanız bunun nedeni; psikolojik ya da fizyolojik nedenlere bağlı olabilir. Şeker metabolizmasında ki bozukluklar ve psikolojik olarak tatlı yiyecekler yediğinizde mutlu olma hissi sizi tatlı yemeye yönlendirebilir. Şeker ve karbonhidrat içeriği yüksek yiyecekler seratonin ve endorfin adı verilen mutluluk hormonlarının salgılanmasına yardımcı olur. Mutsuz olduğunuz zamanlarda şekerli yiyeceklere yönelim bu sebeple artış gösterebilir. Dört saatten fazla açlık durumunda yaşanan aşırı acıkma ve tatlı yeme isteği, sinirlilik durumu, konsantrasyon güçlüğü, yemeğin hemen ardından tatlı yeme isteği ve yemek yendikten sonra ki uyku hali gibi durumlar şeker metabolizmanızda ki bir bozukluğa bağlı olabilir. Şekerli yiyeceklere olan bir başka istek durumu uzun süreli açlık sonucunda kan şekeri düşüklüğüne bağlı olarak da gelişmiş olabilir. Öncelikli olarak yapmanız gereken kendinize bir önceki öğünü ne zaman tükettiğiniz sorusunu sormaktır.

Gerçekten istediğiniz şey tatlı mı?

Yoksa açıkmış olmanız mı size bu hissiyatı yaşatan. Pankreas tarafından salgınan insülin hormunu kontrolsüz bir salınım gerçekleştiriyor olabilir. Şeker metabolizmasını kontrol altında tutmak ve sizi tüm bu olumsuz durumlardan

  1. Ara öğün tüketimine özen gösterin: Sık sık ve azar azar beslenerek kan şekerinin dengede olması sağlanabilir. Ana ve ara öğünler arası üç- dört saati geçen uzun süren açlık durumlarında kan şekeri düşer tatlı yiyeceklere eğilim artar.
  2. Basit karbonhidratlar yerine kompleks karbonhidratları tüketin: Basit karbonhidratlar kan şekerinin aniden yükselip, ani bir şekilde düşmesine neden olur. Kompleks karbonhidratların emilimi daha geç olduğundan kana daha yavaş geçerek, kan şekerini daha yavaş yükseltip, uzun süre aynı seviyede kalmasını sağlar. Bu olumlu etkilerinden dolayı, kompleks karbonhidratlar beslenmede öncelikli olarak tercih edilmelidir. Kompleks karbonhidratlara en iyi örnek, bulgur, kepekli ekmek, kuru baklagillerdir, kepekli ürünlerdir. Bu besinlerin proteinle birlikte tüketimi, kan şekerinin daha kontrollü olmasını sağlayacaktır.
  3. Lifli yiyecekler tüketin: Posa veya diyet lifinin insan bedenine sayısız faydası olduğu herkes tarafında bilinen bir gerçektir. Reaktif hipoglisemi (yemeğin ardından 2 -5 saat sonrası kan şekerinin beklenmedik derecede düşüklüğü) durumlarında da oldukça faydalıdır. Posa, mide boşalmasını geciktirerek, daha uzun süre tokluk hissi yaşanmasını ve kana şekerin daha uzun sürede geçmesini sağlayarak, kan şekerinin ani yükselmesini engeller.
  4. Mevsim meyvelerini yalnız başına tüketmeyin: Bozulmuş glukoz toleransı, hipoglisemi ve insülin salınımında bozukluk gibi prediyabet veya diyabet teşhisiniz varsa hem regülasyon hem de tatlı isteğini azaltmak için meyveyi tek başına tüketmeyin. Meyve ile birlikte protein kaynağı ya da yağlı tohumları tüketerek kan şekeri regülasyonu kontrol altında tutulabilir. Protein ve yağ şekerin daha yavaş emilmesini sağlar.